Menü |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
MÜZİK KÜLTÜRÜMÜZ
Geçen aylarda, dünyaca ünlü rock guruplarından biri olan Metalıca İstanbul Ali Samiyen stadında konser verdi. Haberlerde izlediğim kadarıyla konsere girebilmek için geceyi stad kapısında geçirenler bile olmuş. Bu simsiyah giyinmiş, tuhaf makyajlı, bağırmadan konuşamayan, daha konser başlamadan içkiden şuurunu yitirmiş, kafalarını sallamaktan idrak mekanizmaları yok olmuş ve neredeyse dünyanın dört bir tarafından gelmiş, birbirine benzeyen insan güruhunu görünce müziğin insanlar üzerindeki etkisini bir kez daha anladım. Müzik gibi, verdiği mesajlar sayesinde kitleleri peşinden sürükleyebilen, doğru kullanıldığında eğitim özelliğine sahip, şarkıyı söyleyen kişiyi ilahlaştıracak kadar insanları etkileyebilen bir silahı, Çerkesler ne kadar etkili kullanıyor acaba diye düşünmeden edemedim.
Çerkes olup ta evinde, işyerinde veya arabasında çalan şeşende coşmayan, bir televizyon programında rastladığı Çerkesleri tüm ev halkına izletmek için heyecanla televizyonun sesini açmayan, ağlatan cafede gözleri dalıp gitmeyen, akordeon sesini duyunca kan akışı hızlanmayan Çerkes yoktur. Genlerimizden kaynaklandığını düşündüğüm bu konuda elbette söylenecek çok fazla söz yok ama müzik gibi geniş kitlelere ulaşma imkânı sağlayan bir iletişim aracını ne yazık ki ırk olarak lehimize kullanamıyoruz. Çerkes müziği şuan Diaspora ve Kafkasya da bulunan sanatçılar tarafından icra edilmeye çalışılıyor. Piyasada yıllardır aynı sanatçılar, aynı müzikler, aynı parçalar dönüp durmakta.
Toplumların hayatında büyük bir önem teşkil eden sanatçılar, yüklendikleri misyon itibariyle de toplumlarını eğitici konumda olduklarını unutmamalıdırlar. Farklı toplumlara baktığımızda sazını sözünü milletini eğitmek, onların haklarını savunmak, tarihinde yaşanılan acıları unutturmamak ve tabiî ki kültürünün devamı adına kullanan, hatta bu uğurda hapis yatan sanatçılar var. Bu konularda Çerkes toplumundan daha mağdur olan başka bir millet tanımıyorum ve böyle sanatçılara ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Derneklerin kurmuş oldukları müzik topluluklarını dinleme fırsatım oldu. Yeni ve farklı bir şeyler söyleyenlere rastlamadım. Yeni nesillere de çok fazla hizmet verebildiklerini sanmıyorum çünkü seslendirdikleri parçaların çoğu anadilimizde. Yani gurubun ne söylediğini sadece dil bilenler anlayabiliyor gerisi ise sadece müziğini dinleyip, anlamasada sözlerini ezberlemekle yetiniyor. Elbette Çerkesce parçalar seslendirilecek ancak keşke eğitici olma adına farklı yollara başvurulsa. Kurulan bu müzik gurupları ve sanatçılarımız Türkçe, İngilizce ve farklı dillerde Çerkes tarihini anlatan ağıtlara, kültürümüzü anlatan farklı parçalara da yer verseler ezberimizi bozsalar, bizi dünyaya yansıtsalar ve yeni nesillerin bilinçaltına gizlice tarihimizi kazısalar ne güzel olur.
Dinlediğimiz müzikler içinde hiç mi böyle parçalar yok? Elbette ki var, ancak şöyle bir gözümüzü kapatalım ve sürgün konulu kaç şarkı bildiğimizi düşünelim? Ben şarkılarımızı dinlerken sadece cegu ve kaşen mesajları duymak istemiyorum. Anlamlı, düşündürücü ve öğretici içeriklerde olsun istiyorum. Alt yapısının daha sağlam olduğu, belki de farklı enstrümanların da kullanılıp daha geniş kesimlere de ulaşan ama oyun havasından çıkmış parçalar…
Sanatçılar, topluma yön verenlerdir. Çerkes toplumunun da kültürüne, tarihine, milletine olan sevgisini notalarına katmış, yeni nesilleri eğitmeyi kendisine DAVA edinmiş sanatçı topluluğuna ihtiyacı var.
Mevlana’ nın dediği gibi artık yeni şeyler söylemek gerek...
‘’ Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti, cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ‘’
ALINTIDIR SAYGILAR...
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 8 ziyaretçi (24 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|